“I would like” ve “Can I have” ifadeleri, temelde İngilizce bir şey isteme veya İngilizce sipariş vermek amaçlı kullanılan iki yaygın dil kalıbıdır. Her iki ifade de nazik ve resmi bir ton içerir, ancak bazı ince farklılıklar vardır:
- “I would like”:
- Daha formel bir ifadedir ve genellikle resmi ortamlarda tercih edilir.
- “Would” modal fiilini içerir, bu da bir isteği daha yumuşak bir şekilde ifade etmeye yardımcı olur.
- Örnek: “I would like to order the salmon, please.”
- “Can I have”:
- Daha sade ve günlük bir ifadedir. Bir şeyi direkt olarak istemek için kullanılır.
- “Can” modal fiilini içerir, bu da isteği daha doğrudan ifade eder.
- Örnek: “Can I have the check, please?”
Her iki ifade de yaygın olarak kullanılır ve hangi ifadeyi tercih edeceğiniz, iletişim kurduğunuz ortama ve kişilere bağlı olarak değişebilir. Örneğin, daha resmi bir ortamda “I would like” kullanmak uygun olabilir, ancak günlük bir restoran siparişi verirken veya arkadaşlarınızla birlikteyseniz “Can I have” daha yaygın olabilir.
İngilizce sipariş vermek için alternatif olarak, “May I order” veya “Could I get” gibi ifadeler de kullanılabilir. Önemli olan, iletişim kurulan duruma uygun bir dil kullanmaktır.
“I’d like” ifadesi, “I would like” ifadesinin kısaltmasıdır. Bu ifade, bir isteği veya talebi nazikçe ifade etmek için kullanılır. Aynı zamanda, bir şey istenirken veya İngilizce sipariş vermek için yaygın olarak kullanılan bir ifadedir.
- Restoran veya Kafe:
- “I’d like a cup of coffee, please.”
- Türkçe: “Bir fincan kahve istiyorum, lütfen.”
- “I’d like a cup of coffee, please.”
- Online Alışveriş:
- “I’d like to order a new book from your website.”
- Türkçe: “Web sitenizden yeni bir kitap sipariş etmek istiyorum.”
- “I’d like to order a new book from your website.”
- Genel İstekler:
- “I’d like to ask you a question.”
- Türkçe: “Sana bir soru sormak istiyorum.”
- “I’d like to ask you a question.”
- Market Alışverişi:
- “I’d like a kilo of apples, please.”
- Türkçe: “Bir kilo elma istiyorum, lütfen.”
- “I’d like a kilo of apples, please.”
Bu ifade, talebinizin veya isteğinizin daha nazik ve resmi bir şekilde ifade edilmesine yardımcı olur. “I would like” ifadesinin kısaltması olduğu için genellikle günlük konuşma dilinde ve yazılı iletişimde sıkça kullanılır.
“Can I have” ifadesi, bir şey istemek veya sipariş vermek için yaygın olarak kullanılan bir ifadedir. Bu ifade, bir talepte bulunurken günlük bir ton içerir.
- Restoran veya Kafe:
- “Can I have a menu, please?”
- Türkçe: “Menü alabilir miyim, lütfen?”
- “Can I have the chicken salad, please?”
- Türkçe: “Tavuk salatasını alabilir miyim, lütfen?”
- “Can I have a menu, please?”
- Market Alışverişi:
- “Can I have a kilo of tomatoes, please?”
- Türkçe: “Bir kilo domates alabilir miyim, lütfen?”
- “Can I have a dozen eggs, please?”
- Türkçe: “Bir düzine yumurta alabilir miyim, lütfen?”
- “Can I have a kilo of tomatoes, please?”
- İçecek Siparişi:
- “Can I have a glass of water, please?”
- Türkçe: “Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?”
- “Can I have a cup of tea, please?”
- Türkçe: “Bir fincan çay alabilir miyim, lütfen?”
- “Can I have a glass of water, please?”
- Online Alışveriş veya Hizmetler:
- “Can I have this item delivered to my address?”
- Türkçe: “Bu ürünü adresime teslim edebilir misiniz?”
- “Can I have more information about this product?”
- Türkçe: “Bu ürün hakkında daha fazla bilgi alabilir miyim?”
- “Can I have this item delivered to my address?”
- A coffee, please.
Bir kahve, lütfen. - I’d like two waters.
İki su istiyorum. - Can I have a chicken sandwich?
Bir tavuk sandviç alabilir miyim? - Waiter, could you bring the menu?
Garson, menüyü getirebilir misiniz? - We’re ordering three colas and one pizza.
Üç kola ve bir pizza sipariş ediyoruz. - I’d like extra cheese on the side of the salad.
Salata yanında ekstra peynir istiyorum. - We have a reservation for tonight, under the name Smith.
Bu akşam için rezervasyonumuz var, ismimiz Smith. - I’d like grilled sea bass, please.
Izgara levrek istiyorum, lütfen. - Could I have the special offer from the menu?
Menüdeki özel teklifi alabilir miyim? - A slice of chocolate cake, please.
Bir dilim çikolatalı pasta, lütfen. - I’m ordering vegetable noodle soup.
Sebzeli noodle çorbası sipariş ediyorum. - Could you bring the check, please?
Lütfen hesabı getirir misiniz? - A breakfast menu for two, please.
İki kişilik bir kahvaltı menüsü, lütfen. - Could you separate the bill? We’re two people.
Faturayı ayırabilir misiniz? İki kişiyiz. - Can I have the meaty pasta?
Etli makarna alabilir miyim? - Could you bring salt and pepper to the table?
Masaya biber ve tuz getirebilir misiniz? - Two lemonades and a slice of cheese pizza, please.
İki limonata ve bir dilim peynirli pizza, lütfen. - I’m ordering a non-alcoholic cocktail.
Alkolsüz bir kokteyl sipariş ediyorum. - Can you add spicy sauce on the chicken salad?
Tavuklu salata üzerine acı sos ekleyebilir misiniz? - Can I have two scoops of ice cream? Vanilla and chocolate, please.
İki adet dondurma alabilir miyim? Vanilya ve çikolata olsun.